Pandemi Sonrası Mimari Süreçler

Mimari anlayış ve süreçler tarih boyunca hep büyük olaylardan etkilenmiştir. Savaşlar, salgın hastalıklar, büyük ve köklü değişiklikler toplumların kültürlerini etkilediği gibi dolaylı yoldan hayata bakış açılarını da değiştirmiştir. İşte hayatın en temel noktalarından biri olan mimari de bu dönüşümleri hep takip etmiş, değişen ve gelişen insan ihtiyaçlarına uygun olarak farklılıklara uğramıştır. Nasıl ki 100 yıl önceki mimari anlayışlar bugün eski değerini görmüyorsa, bugünün mimari anlayışları da bu bakış açısıyla karşılanacaktır. İşte burada mimariye yön verecek kanaat önderlerinin şimdiden geleceğin mimarisini şekillendirmeye başlaması, bunun için yapacakları çalışmalarla yenilikçi projelere imza atmaları gerekmektedir. Dünya olarak geçtiğimiz zorlu koronavirüs pandemisiyle duraklamaya başlayan mimari faaliyetler, 2022 ile birlikte yeniden yükselişe geçecek gibi gözüküyor.

Tabii burada biz mimarlara da büyük görevler düşüyor. Koronavirüs sonrası dönemde yeniden yapılanacak olan şehir sistemleri, kırsal alanlara yaşanacak göçler, mekansallıktan uzaklaşan beyaz yakalı çalışanların mobilizasyonuyla birlikte tüm bunlara uyum sağlayacak mekanları inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için erken davranarak, koronavirüs sonrası insan modelini analiz edebilen mimari süreçler ön plana çıkacak gibi gözüküyor. Sosyal alanların bile büyük bir değişime uğrayacağı, bir kez daha bu çaplı büyük pandemiler yaşamamak için daha geniş alanların kullanılacağı yeni mimari yapılarda doğallık her zaman ayırt edici bir özellik olacaktır. Doğa ile iç içe olacak mekanlar, kapalı mekanlara kıyasla daha çok tercih edilecek ve böylece yeni mimari anlayışın da doğa dostu / sürdürülebilir bir yapıda olacağını tahmin etmek çok da güç gözükmüyor.